28 Nisan 2014 Pazartesi

KIRMIZI PANCAR SALATASI / TURŞUSU


KIRMIZI PANCAR SALATASI / TURŞUSU


bizim evin gözdesi. Büyük kız pancar delisidir. Salatasını yaptığımda sofrada bayram var sanırsınız. Çatalların biri gider diğeri gelir. Bazn yolda çarpişanlar bile olur. O kadar mı demeyin. Pancarı ya seversiniz yada hiç sevmezsiniz. Arası yoktur bence.


Kırmızı pancarın faydaları


  • Mide ağrısı ve ekşime sorunu yaşayanlar kırmızı pancar tüketebilirler.
  • Kabızlığı yok eder.
  • İdrar yollarını açar ve idrar söktürür.
  • Kansızlık problemini yok eder.
  • Karaciğerin düzenli çalışmasında rol oynar.
  • Mideyi güçlendirir.
  • Bağırsakları kuvvetlendirir.
  • Böbrekleri çalıştırır.
  • Antioksidan özelliği ile kanseri önler.
  • Kalp hastalıklarından korur.
  • Vücuda dinçlik katar.
  • Veremi önler.
  • Şeker hastalıklarından korur.
  • Hazmı kolaylaştırır.
  • Yüksek tansiyonu düşürür.
  • İştah açar.
  • Sinirleri yatıştırır.

MALZEMELER


- 3 adet pancar kökü (yumruğum büyüklüğünde olanları tercih ediyorum. Daha topraksı bir lezzeti oluyor)
- 3 diş sarımsak
- yarım çay bardağı üzüm sirkesi
- yeterince tuz
- 3-4 yemek kaşığı zeytin yağı


YAPILIŞI

- Pancarları dilerseniz suda haşlayabilirsiniz. Ben Alüminyum folyaya sarıp fırında 200 C'de 20 dakika pişiriyorum. Tam kıvamında pişmiş oluyor. Böylece her taraf boyanmamış da oluyor.
- Pancarlar soğuduğunda kabuklarını soyup dilediğimiz şekilde dilimlere ayırıyoruz.
- Sarımsakları ezip bir kasenin içerisine alıyoruz.
- Üzerine sirke ve tuzu ilave ediyoruz.
- zeytin yağını da ilave edip karıştırıyoruz.
- Karışımı derin bir kabın içine aldığımız kırmızı pancarlarımızın üzerine döküyoruz.
- Servis edeceğimiz miktarı servis tabağzına alıyoruz.
- Kalan pancarları hava almayan bir kabın içine alıp biraz daha sirke (yarım çay bardağı)  ilave edip daha sonra yemek için kaldırabilirsiniz. bu şekilde de turşusunu yapmış olursunuz. Uzun süre tüketmeyecek iseniz kavanozun içindeki sıvının pancarların üzerini geçmiş olması gerekiyor. Kalan boş kısım için su ilavesi yapabilirsiniz.
- afiyet olsun.

MEVSİM SALATASI





MEVSİM SALATASI



           Salata, soframızın olmazsa olmazlarından. Yemek hazırlama telaşım sebebiyle fotoğraflamayı genelde unutuyorum. O kadar çok yemek ve pasta deniyorum ki. Dediğim gibi; ortaya çıkan şaheserlerimin (kendimi övmezsem ölürüm :)) tadına bakmayı unutmuyorum ama fotoğraflamayı hep unutuyorum.


MALZEMELER


- Kıvırcık marul
- Havuç
- Kırmızı lahana salatası
- Konserve mısır
- Taze soğan

Salata Sosu


- 2 yemek kaşığı Balzamik sirke
- 2-3 yemek kaşığı zetrin yağı
- 1 çay kaşığı tuz
- yarım limonun suyu


YAPILIŞI


- Bütün salata malzemelerini dilediğiniz büyüklükte doğrayın. Salata yapmak ve yemek özgürlüktür.
Kimse kendini salata konusunda sınırlamaz. sonra da hepsini salata kasesine alın.
- Salata sos malzemelerini bir iiçerisinde birleştirin.
- Salata sosunu masaya servis edeceğiniz sırada salatanın üzeri,ne dökün. Yoksa marullar sönecektir.
- Afiyet olsun.

YUMURTALI ISPANAK





YUMURTALI ISPANAK




    Ispanak bizim evde sevilerek yenen bir sebze değil. Değişik formlarda deneyip beğenilerine sunuyorum. En sevilen hali börek :) Ama yumurtalı ıspanağa da burun kıvırmadılar. Tek kişilik porsiyonlar halinde hazırladım. Hiç değilse tabaklarındaki yemekler bitti.



MALZEMELER


- Yarım kg yıkanmış ıspanak
- 1 baş kuru soğan
- varsa 3-4 adet kurutulmuş domates
- yine varsa ve tercihe göre kurutulmuş biber
- Tuz, karabiber

YAPILIŞI


- Yemeklik, ince doğranmış soğanlar zeytin yağında pembeleşinceye kadar kavrulur.
- Ben ıspanağı dilimlemeyi tercih etmiyorum ancak uzun uzun çatala gelmesin derseniz dilediğimiz boyda kestiğimiz ıspanakları ilave edip bir karıştırıp sönmeleri ve suyunu salması için tencerenin kapağını kapatıyoruz.
- suyunu çekene kadar ara sıra karıştırarak pişiriyoruz.
- Dileyen tencerenin içinde pişmiş olan ıspanaklara kırılacak yumurta kadar yuva (yumurta kırılacak yer) açıp yumurtaları kırabilir. Tencerenin kapağını kapatıp, yumurtaları alakok (yarı pişmiş) olana kadar pişirin. 
- Yumurtaların üzerindeki aklar beyazlaşınca ocağın altını kapatıp kapağını açın ki iyice pişmesinler.
- Birer yumurta eşliğinde ıspanağı servis tabağına alın.
- Afiyet olsun.

10 Ocak 2014 Cuma

ÖZGE'NİN BANA VERDİĞİ DERS

        Bugün sabahtan beri pek keyfim yoktu. Ezgi'nin bugün yüzme kursu olduğu için akşam 7'de eve geldi. Yemeğimizi yedik. Dizimizi izledik. Bir kaç gündür devam eden ve ensenden başıma doğru yayılan ağrı şiddetlenmişti. Özge her zamanki haylazlıkları ile meşgul, tepemde geziyor.  Oyun hamurları ile oynamaya çalışıyor, istediği olmayıncada avaz avaz bağırıyor.

         Son iki haftadır uyku eğitimine devam ediyoruz. Arada kaçamakları oluyor. Bebekliğinden beri uyumayan bir çocuk. Ne gecem belli ne gündüzüm. Yazdan beri de öğle uykusu uyumuyor. Bu gidişe dur dedim. Ayakta gezen ölüden farkım kalmamıştı.

          Akşam saat 21.30'da televizyonu kapatıyorum. Oturma odasının ışıkları da kapamıyor. Ev halkı  yataklarına gidiyor. Ilk başladığımızda kıyameti koparmıştı. Gece iki, üçe kadar oturuyor sabahda on, onbir gibi kalkıyordu. Uyumayacağım diye çok ağladı. Kararlılığımdan hiç taviz vermedim. Baktı olmayacak kabullendi. TV kapanınca yatacak mıyız? Diye sorar :)

          Bugün öğle uykusunu uyumuştu. Erken yatması çok zor diye düşünüyordum. Boynumun ağrısı da gittikçe artıyor. Şu an bile dayanılacak gibi değil. TV yi kapattım. Yatmayacağım diye ağlamaya başladı. Salıncağına bindirecekmişim ve bostancıyı söyleyecekmişim. Duvarın bir kenarını gösterdim. Ağlama ve beni dinle. Bana bir şey söylemek istediğinde ağlamadan söyle. Ağladığın için burada sessizce oturacaksın. Tamam dedi. O kadar uysaldı ki çok şaşırdım. Bende yanında ona bakmadan ayakta durdum. Sessizce iki dakika geçirdik . Kalkayım mı? Dedi. Izin verdim. Bak sütünü içtin değil mi? Evet.  Yere dizlerimin üzerine oturdum. Yumuşak ama kararlı bir ses tonuyla konuşuyorum. TV kapandığında  ne yapıyoruz? Hamur oymayacağım ben. Özge bana bak bebeğim. TV kapanınca ne yapıyoruz? Hamur istiyorum ben. Her sorduğumda başka bir cevap verdi. Parka gidelim dedi. Uyursa sabah gideceğimizi söyledim. Dışarıyı gösterdim. Karanlık şimdi. Evet yıldızlar var dedi. Sabah aydınlık olacak şimdi yatalım mı dedim. Tamam anne dedi. Uykusu olmadığı halde yattı. Yarım saat yatağında kendi kendine konuştu. Sonrada sızdı kaldı. Öğrendim ki iletişim herşeymiş. Ben onun isteklerini geri çevirdikçe o da hırçınlaşıyormuş. Ama ne yapabilirim ki. Tek başıma tüm gün Özge ile geçiriyorum. İkimizinde kendimize ayrı ayrı vakit ayırmamız gerekiyor.

      Seni seviyorum Özge.seni de Ezgi

24-36 AYLIK MİNİKLER İÇİN OYUN GRUBU

MİNİKLER İÇİN OYUN GRUBU



           Özge kızım bu ayın 28'inde 30. ayını dolduracak (yani iki buçuk yaş). İki yaş sendromunu hala atlatamadığını düşünüyorum. Sabahtan akşama kadar sürekli benimle beraber. Sabah kalkıyoruz akşam yatana kadar ben onun huysuzlukları ile uğraşıyorum. Çocuk da haklı, kendi yaşıtlarıyla oynamayı benimle vakit geçirmeye eminim ki tercih edecektir.

             Evde çocuğa yetemediğimi düşünüyorum. Belki biraz uğraşır hiç değilse 10-15 dakika oyalanır diye düşündüm. Bugün pamuk, bant, kuru bakliyatlar ile bir kardan adam yapalım dedim. Maalesef ki, yine yanıldım. O oraya yapışmayacak, onu oraya koyma, ben yapacağım, hayır sen yap. Sonuçta yine hır çıkardı. Kardan adamımız olmadı tabi ki de. Evde oyun hamuru yaptık. Ama hep unla oynayayım, hep hamur yapayım istiyor. Sonra da yaptığı hamuru pinçik pinçik mideye indiriyor. Kısacası evde faaliyet denemelerim hep fiyasko ile sonuçlandı. Aklıma oyun grupları geldi. Sevgili doktorumuz artık zamanının geldiğini oyun gruplarına katılabileceğini söylemişti.  Aldım elime son zamanların muhteşem oyuncağı olan akıllı telefonumu. Yazdım arama motorunu "İzmir'de çocuk oyun grupları". Sonuçlar ben, hiç de mutlu etmedi. Benim seçtiğim anaokulları oyun grubu hizmeti vermiyorlardı. Hepsini aradım :( Oyun grubu hizmeti veren yerler genellikle Narlıdere, Balçova, Karşıyaka, Bornova. Biz Yeşilyurt/Hatay'da ikamet ediyoruz. Moralim sıfırın altında eksilerde. 

              İnternet de dolaşırken bazı bayanların üye olarak katıldığı sitelerde anlaşıp kendi aralarında oyun grupları oluşturduklarını okudum. Tabi bunu yaptıkları zaman yıl 2010. Çocukların gerçekten de kendi yaş grupları ile vakit geçirmeleri gerekiyor. Hem sosyalleşmeleri hem de kendi öz güvenlerini kazanabilmeleri için. Çocuklar sürekli anne ile vakit geçirdiklerinde bu durumdan annelerde zararlı çıkıyor. Mesela ben :)

               Belki bu blog aracılığla bir ihtimalde olsa oyun grubu oluşturabilirim. Denemekten zarar gelmez ki. Bu hem benim hemde minik kızım için farklı bir deneyim olacak. 

               Bak Özge. Senin için giriştiğim uğraşıları gör anneciğim :) Kendime iyi şanslar diliyorum. 


2 Ocak 2014 Perşembe

YENİYIL SOFRASI 2013-2014




YILBAŞI SOFRASI 2013-2014


MENÜ

Aparatifler

* Çiğ köfte
* Haydari
* Amerikan salata
* Taze fasulye kurusu kavurması
* Zeytinyağlı yaprak sarma
* Kurutulmuş domates kavurması
* Közlenmiş patlıcan salatası
* Mantar salatası
* Sigara böreği
* Yalancı su böreği

Ana yemek

* Fırında tavuk baget
* Fıstık-bademli iç pilav

Tatlı

* Baklava
* Ağlayan kek


AĞLAYAN KEK




AĞLAYAN KEK



Bu kekin adını hep duyardım ve hiç yapmak aklıma gelmezdi. Ezgi'nin arkadaşının doğum gününe gittiğimizde Nazire hn. yapmıştı. Gerçekten muhteşemdi. Bayıldım. Durur muyum? hemen yaptım ve daha önce neden yapmamışım ki! Ev halkının sabaha bir lokmasını bile bırakmadığı bir kek.



MALZEMELER

* 4 yumurta
* 1 su bardağı toz şeker
* 4 yemek kaşığı süt
* 2 yemek kaşığı sıvı yağ
* 1 su bardağı un
* 1 paket kabartma tozu
* 1 paket şekerli vanilin
* 1 paket (25 gr) kakao
* 1 bardak soğuk süt

* 2 paket krem şanti
* 3,5 çay bardağı soğuk süt

* 1 paket hazır çikolata sos

* 26*26 ebadında kek kalıbı


YAPILIŞI

* Yumurtaları karıştırma kabına alalım.
* Şekeri ilave ederim. Mikser ile krema kıvamını alıncaya kadar çırpalım.
* 4 yemek kaşığı süt, 2 yemek kaşığı sıvı yağı ilave edelim.
* 1 su bardağı unun içerisine kabartma tozunu ve vanilini ilave edelim.
* Karışımın içerisine unu ve kakaoyu ilave edip akıcı bir karışım elde edelim.
* 175 C fırında kekimizin içi iyice pişinceye kadar pişirelim.
* Kek kabarıp kıvam alınca (bu yaklaşık 20-25 dakika sonra oluyor. Bu süre zarfında fırının kapağını açmayalım) bir kürdanı keke batıralım. Kürdan temiz çıkıyorsa kek pişmiş demektir.
* Keki fırından çıkardıktan 1-2 dakika sonra 1 su bardağı sütü kekin her tarafına bir kaşık yardımı ile dökelim. Her tarafını ıslatalım.
* Keki soğumaya bırakalım. Kalıptan çıkarmayalım.
* 2 paket kremşantiyi üç buçuk çay bardağı süt ile hazırlayalım. Şantiy kabartmamıza gerek yok. Sütün içerisinde topaklar kalmasın yeterli.
* Soğumuş kekin üzerine şantiyi döküp buzdolabına koyalım. Yarım saat dinlendirelim.
* Hazır çikolata sosu tarifine göre hazırlayalım. Soğuması ve kabuk tutmaması için ara ara karıştıralım. 
* Çikolata sos soğuduktan sonra buzdolabında iyice sertleşmiş şantinin üzerine dökelim.
* Çikolata sos dökülmüş haliyle de buzdolabında biraz bekletelim.
* Dilimleyip servis yapalım.

AFİYET OLSUN